(a) büyüdükçe terketmek/vazgeçmek. to grow out of a bad habit. (b) büyüyerek sığmamak. My daughter
has grown out of all her old clothes. He grew out of his shoes: (Büyüdüğü için) ayakkabıları küçük geliyor. (c) -den doğmak/neşet etmek/ilerigelmek/hasıl olmak/çıkmak. Her sympathy grew out of understanding.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition